
Dünya, 2020’yi koronavirüs gölgesinde geçiriyor. Küresel salgınla mücadele sürüyor. Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de son haftalarda koronavirüs vakalarında artış yaşanıyor.
Yediden yetmişe herkes koronavirüse yakalanma endişesi duyuyor. Son günlerde yakın çevresinde COVID-19 tanısı alanların yaşadığı endişe ise apayrı.
Bir yandan koronavirüse yakalanma kaygısı, diğer yandan ise hastalığı başkalarına bulaştırma korkusu yaşıyorlar. Temaslı kişilerin hastalığı bulaştırma riskine karşı daha da dikkatli davranması gerekiyor.
Bu kritik süreçte izlenmesi gereken yolu Sağlık Bilimleri Üniversitesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Seniha Şenbayrak, TRT Haber’e anlattı.
Koronavirüs testi pozitif çıkmış kişiyle hangi ortamda ve koşullarda bir araya gelindiği, bulaşma riski açısından büyük önem yaşıyor. Kişi COVID-19 enfeksiyonu olan biriyle maske ve mesafe kuralına uymayarak temas etmişse bulaşma riski çok daha yüksek oluyor.
Kişi, öncelikle böyle bir kişiyle temasını aile hekimine bildirmeli. Temaslı kişi evde, kendini başka bir odada izole etmeli. Başkasına geçirme riskine karşı çok dikkatli olmalı.
Aile bireyleriyle bir araya gelmesi gerekirse, mutlaka maskesini takmalı. Ancak hiçbir şekilde aynı masada yemek yememeli. Ateş, kırgınlık, halsizlik vs. gibi semptomlarını yakından takip etmeli.
Tüm bunları en az 14 gün uygulamalı. Şikayetlerini aile hekimlerine ya da ALO 182’ye bildirmeli.
Bu süreçte önemli bir detayın atlanmaması gerekiyor. Söz konusu detay zamanlamayla ilgili.
Normalde COVID-19 enfeksiyonu olan birinden başka birine virüsün bulaşıp bulaşmadığının tespiti için ortalama 5-7 gün geçmesi gerekiyor.
Temas eden kişinin hiçbir şikayeti olmasa bile arkadaşıyla son buluşmasından 7 gün sonra COVID-19 testi yaptırması tavsiye ediliyor. Kişi asemptomatik taşıyıcı olabilir. Böylece virüsü başkalarına bulaştırabilir.
Açık havada sosyal mesafe ve maske kuralına uyarak bir araya gelen kişilerden birinde koronavirüs tespit edildiğinde ise durum değişiyor. Çünkü o zaman, bulaşma riski çok düşük oluyor.
Bu durumda semptom takibi yapılması öneriliyor. Test yapılmasına gerek yok. Ancak yine de evde mesafe korunmalı ve dikkatli olunmalı.
Maske, mesafe ve el hijyeni konusuna mutlaka dikkat edilmeli. Semptomu olan herkesin vakit kaybetmeden COVID polikliniklerine başvurması gerekiyor. Bu, aynı zamanda hayati derece önemli bir uyarı.
“Bana bir şey olmaz” diyerek halsizlik, yorgunluk, kas ağrısı gibi semptomları olduğu halde hastaneye gitmek istemeyen hastalar pnömoni (zatürre) bulguları gelişmiş halde daha ileri evrede hastaneye başvurabiliyor.
O zaman tedavileri daha zor ve sorunlu olabiliyor. Hatta bu hastalar hayatlarını bile kaybedebiliyor.
Kaynak: TRTHABER
bu çok önemli bi konu. dikkatli okuyun.