Nanoknife yöntemiyle prostat kanserinde yeni dönem

Prostat kanseri, yaygınlığı nedeniyle 45 yaş üstü tüm erkeklerde, şikayet olmasa dahi düzenli kontrolleri gerektiriyor. Erken tanı, tedavinin başarısını belirleyen en önemli faktörlerden biri. Tanı süreci, ürolojik muayene ve kanda PSA (Prostat Spesifik Antijen) testi ile başlıyor. PSA değerleri şüpheli olan hastalar, multiparametrik prostat MR ile detaylı inceleniyor. Ancak kesin tanı, mutlaka biyopsi ile konuluyor.

Tanı teknolojilerindeki ilerlemeler ve toplumsal farkındalığın artmasıyla birlikte prostat kanserleri daha erken evrede yakalanıyor. Özellikle erken evre ve küçük hacimli tümörlerde, Nanoknife yöntemi yüz güldürücü sonuçlar veriyor. Türkiye’de uygulanan bu yeni yöntem sayesinde hastalar cerrahiye gerek kalmadan etkin bir tedavi seçeneğine daha kavuşmuş oldu. 

Küçük Tümörlerde, Düşük Yan Etki

Prostat kanseri tedavisi; hastalığın yaygınlığı, evresi, hastanın yaşı ve genel sağlık durumu gibi birçok faktöre göre planlanıyor. Küçük hacimli, düşük riskli tümörlerde ise cerrahi ve radyoterapi gibi tedaviler geciktirilebiliyor. Bu hastalarda aktif izlem yapılabildiği gibi, fokal tedavi yani sadece tümörlü alana odaklanarak yapılan uygulamalar da tercih edilebiliyor.

İdrar Fonksiyonları Korunuyor

Daha önce bazı karaciğer ve pankreas tümörlerinde de kullanılan Nanoknife teknolojisi, prostat kanserinin odaklanmış tedavisinde de umut verici bir seçenek olarak öne çıkıyor. Doç. Dr. Eymen Gazel, bu yöntemin diğer fokal tedavilerden en önemli farkının işlem sırasında dokularda ısı artışına neden olmaması olduğunu belirtiyor. Böylece idrar kanalı ve sinir dokuları korunabiliyor; cinsel ve idrar fonksiyonları çoğunlukla etkilenmeden kalabiliyor.

Günübirlik Uygulama

Genel anestezi altında uygulanan bu yöntem, ameliyathane ortamında gerçekleştiriliyor. Ultrason rehberliğinde tümör çevresine yerleştirilen 3–4 özel elektrota çok yüksek voltajlı fakat kısa süreli elektrik akımı veriliyor. Bu sayede tümör hücrelerinin canlılığı ortadan kaldırılıyor. Nanoknife işlemi, hastanede yatış gerektirmiyor; hasta yaklaşık 6 saatlik istirahatin ardından evine dönebiliyor.

Uygun Hasta Seçimi Şart

Bu yöntemde yalnızca kanserli hücrelerin tahrip edildiğini; prostatın diğer bölgelerinde yeni tümör oluşumu ya da mevcut tümörün ilerleme ihtimalinin sürdüğünü hatırlatıyor. Bu nedenle hastaların doğru seçilmesi ve işlemin ardından düzenli takibin aksatılmaması gerektiğini vurguluyor. Gerekli durumlarda cerrahi veya radyoterapi yine gündeme gelebiliyor.

Dokuya Zarar Vermeyen Akıllı Enerji

Nanoknife, “irreversible elektroporasyon” adı verilen bir prensibe dayanıyor. Bu yöntemde uygulanan elektrik akımı, hücre zarında kalıcı delikler oluşturarak hücre ölümüne yol açıyor. Ancak bu işlem sırasında doku ısısı artmadığı için çevredeki sağlıklı yapılar zarar görmüyor. Özellikle sinirler, idrar yolları ve sfinkter kası gibi hassas yapılar korunabildiği için hastalar, yaşam kalitesini olumsuz etkileyebilecek komplikasyon riskinden büyük ölçüde korunmuş oluyor.

Cerrahiye Alternatif Arayanlar İçin Umut Verici

Ameliyat ya da radyoterapiye sıcak bakmayan ya da bu tedavilerin getirebileceği yan etkilerden çekinen hastalar için Nanoknife, güçlü bir alternatif oluşturuyor. Özellikle aktif yaşamını sürdüren, cinsel fonksiyonlarını korumak isteyen ve iş hayatına hızlı dönüş arzu eden hastalar tarafından tercih ediliyor. Bu yöntem, prostat kanserinde kişiselleştirilmiş tedavi anlayışının önemli bir parçası haline geldi. 

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Bu Haberi Paylaşın
Başa dön tuşu