Uzmanlar, Türkiye’de her 7 erişkinden birinin diyabet hastası olduğunu; her iki diyabet hastasından birinin de hastalığının farkında bile olmadığına dikkat çekiyor.
Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Dr. Bilge Ceydilek, diyabete karşı alınması gereken önlemleri anlattı.
Ceydilek, “Ülkemizde yapılan çalışmalara göre her 7 erişkinden biri diyabet hastası. Her iki diyabet hastasından biri de hastalığının farkında bile değil. Oysa diyabet sinsi bir hastalıktır ve kişiye hissettirmeden organ fonksiyonlarını geri dönüşümsüz olarak bozabilir. Diyabette hızlı artışın en önemli nedenleri sağlıksız beslenme ve hareketsiz yaşam olduğundan bazı basit ama etkili önlemlerle riski azaltabilirsiniz.” dedi.
Diyabet açısından yüksek riskli kişilerde yaşam tarzı değişiklikleri ile tip 2 diyabet gelişme riskinin yüzde 40-60 oranında azaltılabileceğinin bilimsel çalışmalarda gösterildiğini vurgulayan Dr. Bilge Ceydilek, diyabet riskini azaltmanın 9 etkili yolunu anlattı, şu uyarı ve önerilerde bulundu:
Hazır gıdalardan kaçının
“Tencere yemeklerinin yerini artık giderek hazır yemekler alıyor. Kolay hazırlanması, pratik görülmesi ve katkı maddeleriyle lezzetinin artırılmış olması bu yiyecekleri talebi artırıyor. Ancak dikkat! Sofraya gelmeden önce işlem görmüş ve katkı maddeleri olan bu gıdalardan fazla tüketilmesi genel sağlığa zarar verdiği kadar, diyabet riskini de artırıyor. Bu nedenle katkı maddeli ve işlenmiş gıdaların tüketiminden hem kendinizi hem de çocuklarınızı uzak tutun.
Karbonhidrattan uzak durun
Sanayi ürünü olan şofra şekeri, karbonhidrat ve yüksek yağ barındıran yiyeceklerden uzak durun. Şekerli ve hamurlu gıdaların içinde bulunduğu basit karbonhidratlı gıdalardan kaçınılmalıdır. Tam taneli tahıllar, meyve ve sebze gruplarından karbonhidrat alımı sağlanmalı, hiç karbonhidrat içermeyen diyetlerden uzak durulmalıdır. Günlük beslenme yeterli protein, lif ve yağ içermelidir.
Sağlıklı beslenin
Sağlıksız beslenme diyabet riskini artıran etkenlerin başında geliyor. Örneğin; abur cubur tüketimden, lokmaları hızlı çiğnemekten, meyveyi posasıyla tüketmek yerine suyunu içmekten, gazlı ve şekerli içeceklerden, bulgur yerine beyaz pirinçle yapılmış pilavdan, tahıllı ya da tam buğday unu ve çavdar ekmeği yerine beyaz ekmek tüketmekten, aşırı tuz barındırdığı için salamura besinlerden, pasta, börek, poğaça gibi besinlere yüklenmekten kaçının. Düşük oranda lif içeren ve glisemik indeksi yüksek gıdalar da sık acıkmaya yol açacağından lifli ve şeker oranı düşük besinler tüketin.
Her gün en az 30 dakika tempolu yürüyün
Diyabet riskini azaltmak için düzenli egzersizi yaşam tarzı haline getirmek şart. En kolay uygulanabilecek olan belli bir tempoyu tutturarak yapılacak açık hava yürüyüşleridir. Kalorileri yakmanın en temel yolu fiziksel aktivite olduğu için bisiklete binmek, yüzmek, koşmak da faydalı. Tempolu yapılacak bu egzersizlerin yanına karın kaslarını çalıştıracak egzersizler de eklenmeli. Egzersiz süresinin bir haftada toplam 150 dakikanın altında kalmamasına dikkat edin.
Fazla kilolardan kurtulun
Diyabet riskini azaltmanın en önemli kurallarından biri de fazla kilolardan kurtulmak. Ancak kilo vermek için kulaktan dolma bilgilerle hareket etmeyin, kendi bünyenize, metabolizmanıza uygun, mümkünse diyetisyen eşliğinde diyet uygulayın. Bilimsel çalışmalar, kilo fazlalığı olan kişilerde mevcut kilonun yüzde 10 ve üzerinde kaybı ile diyabet riskinin azaldığını ortaya koyuyor.
Düzenli uyuyun
Düzenli olarak günde 7-8 saat uyuyanların diyabet riskinin azaldığını, daha az ya da daha çok uyuyan kişilerde ise riskin arttığını bazı çalışmalar ortaya koyuyor. Ancak bu durumu nedenleriyle birlikte daha net gösterecek çalışmalara ihtiyaç vardır. Öte yandan yetersiz uyku ve geceleri geç yatmanın acıkma hissini ortaya çıkaracağı ve gece yemelerine yol açacağından sağlık açısından zararlı olduğunu unutmamak gerekir.
Bu belirtileri göz ardı etmeyin!
Diyabet sinsi ilerleyen bir hastalık olduğundan ve kişiye hissettirmeden organ fonksiyonlarını geri dönüşümsüz olarak bozabildiğinden, hastalığın belirtisi sayılabilecek sinyallere çok dikkat etmek, bu belirtileri kesinlikle göz ardı etmemek gerekiyor. Örneğin; çok su içme isteği, ağız kuruluğu hissetmek, gece idrara sık kalkmak, aşırı ve sık yemek, aşırı tatlı yeme isteği, el ve ayaklarda yanma, uyuşma, karıncalanma hissi, ani ve istemsiz kilo kaybı erken dönemde doktora başvurmayı gerektiren sinyaller. Çünkü bu şikayetleri önemseyerek doktora başvurmak, hastalığı prediyabet aşamasında tespit ederek ilerlemeyi durdurmak açısından büyük önem taşıyor.
Hamilelikte şeker yükleme testi
Diyabeti olmayan hamilelerde, 24-28. haftalarda şeker yükleme testinin yapılarak gebelik diyabeti tespit edilebiliyor. Ayrıca bu test sayesinde, yüksek kan şekerinin bebek ve doğum üzerindeki olumsuz etkileri engellenebilirken, annenin de gelecekteki diyabet riski belirlenerek ileriye dönük önlemleri erkenden alması sağlanabiliyor.
İlaç tedavisi
Henüz diyabet gelişmemiş ama açlık kan şekeri normalin hafif üzerinde seyreden kişilerde ilaç tedavisi ile diyabet gelişme riski yüzde 31 oranında azaltılabiliyor. Bu nedenle hekimin önerisi doğrultusunda; günlük yaşam alışkanlıklarını gözden geçirip sağlıklı beslenme ve hareketle desteklerken ilaç tedavisinin de düzenli uygulanması gerekiyor.” (İLKHA)